Gece

Gece yine tüm karanlığıyla çökmüştü üstüme ve ben yine her zamanki sessizliğimle karşıladım onu ama her zamanki gibi buruktu içim yine gece geldi diye .. belki bu akşam her şey farklı olur umuduyla kapandım geceye yine biraz ürkek birazda garip her zaman ki gibi....her şeyin değişeceğini umarak uyumak ve hiçbir şeyin değişmediği bir güne kalkmak nasıldır bilir misiniz?sanki başka bir dünyada uykuya dalıp bambaşka bir tanesinde uyanmışsınızdır yeni güne .. gündüz mü yoksa hala uyuyor musun karıştırırsın,umutların yıkılmıştır,kabullenmez bünye gerçeği;aslında hiçbir şey değişmemiştir. oysa nasıl istemişsindir uyuyup bütün sorunları arkada bırakarak uyanmayı. ama olmamıştır işte,hayat sana her zaman ki hayal kırıklıklarından birini armağan etmiştir. bu armağan her ne kadar senin için bir anlam ifade etmez ise de belki de kabul etmelisin hayatın bu küçük armağanını gülümseyerek çünkü kabullenmezsen bu hediyeyi yarın yine yeni bir başlangıç için uyandığında yine karşına hediye paketi yapılmış geride bırakmak için uykuya sığındığın sorunları görürsün hayattan,bir küçük gülümseme ile birlikte. onun için boş ver uyumayı hayatın büyük sorunları arasındaki o küçük gülümsemeyle kendini ısıtıp acaba dalmalı mıyız sorun kutbuna yüzümüzde sinsi ve hayin bir gülümseme HİÇBİRİNDEN KORKMUYORUM dercesine.

ERDEM EYNEL

HAYAL KIRIKLIĞI

Hayal kırıklığını bilirim umutsuzluğu da .....ikisi de acıtır insanın için,bir köz gibi yakar için için. bu yüzden katlanmak istemez insan bunlara. yıkılmış bir insan görürüm hep düşümde yalnızdır , soğuktur elleri , oturur bir kuytuda , bakar her zaman kendisiyle aynı sonu paylaşabilecek aralarından geldiği sokaktaki insana,,hep onun yanında sessizce durur ona bakarım ,dinlerim acının o bin çığlıktan beter sessizliğini tüm varlığımla . sonra birden ban döner şimdiye kadar beni farketmeyen o kuytuda oturan yıkılmış,çaresiz yaşlı adam gözlerimden içeri bakıp ruhumu görür,belki o ruhta kendi yitirdiği gençliğini bulur . sarılır bana ağlayarak yaşlı adam. ama anlarım sarıldığı ben değilimdir o an kendi gençliğine sarılır o kuytuda oturan yıkılmış yaşlı adam bin bir pişmanlıkla ve ben uyanırım tam o anda ter içinde uykumdan...biraz düşününce hep bir şeyi harkeder burkulur içim hatırlarım o kuytuda oturan yaşlı adamı ve anlarım ki canım kardeşim o kuytuda oturan adam benim,sensin,şu anda geleceğini elinde tutan her pervasız gençtir o adam ve gençliğinde değerini bilemediği hayatına sarılır hüzünle durmadan

ERDEM EYNEL